Orhan Veli Kanık - İstanbul'u Dinliyorum Şiir Sözleri Analizi
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, bilmiyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, bilmiyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
Kişinin ruh hali:
- Huzurlu: Şiir boyunca kişi, İstanbul'un seslerine odaklanarak huzurlu bir ruh hali içindedir. Gözlerini kapalı tutması ve seslere dikkat kesilmesi, bu huzuru ve dinginliği yansıtır.
- Hayalperest: Kişi, İstanbul'un seslerini dinlerken şehrin farklı yönlerini hayal eder. Kapalıçarşı'nın serinliği, Mahmutpaşa'nın cıvıltısı, güvercin dolu avlular ve bahar rüzgarında ter kokuları gibi unsurlar, hayal gücünü tetikler.
- Melankolik: Şiirin sonlarında, yosma ve küfürler gibi unsurlar melankolik bir havaya işaret eder. Bu, şehrin karanlık ve çirkin yönlerine dair bir farkındalık olabilir.
- Aşık: Şiirin son kıtasında, kişi sevdiği kadına dair hislerini dile getirir. Alnının sıcaklığı, dudaklarının ıslaklığı gibi somut detaylar, yoğun bir aşk duygusunu yansıtır.
Yaşadıkları:
- İstanbul'u dinliyor: Kişi, gözlerini kapalı tutarak İstanbul'un seslerine odaklanıyor. Bu sesler arasında rüzgar, kuşlar, sucuların çıngırakları, çekiç sesleri, bahar rüzgarında ter kokuları, küfürler, şarkılar ve türküler yer alıyor.
- Hayal kuruyor: Kişi, İstanbul'un seslerini dinlerken şehrin farklı yönlerini hayal ediyor. Kapalıçarşı'nın serinliği, Mahmutpaşa'nın cıvıltısı, güvercin dolu avlular ve bahar rüzgarında ter kokuları gibi unsurlar, hayal gücünü tetikler.
- Aşk yaşıyor: Şiirin son kıtasında, kişi sevdiği kadına dair hislerini dile getirir. Alnının sıcaklığı, dudaklarının ıslaklığı gibi somut detaylar, yoğun bir aşk duygusunu yansıtır.
Genel olarak:
Kişinin ruh hali, İstanbul'un seslerine ve hayal gücüne bağlı olarak değişiyor. Huzurlu ve melankolik duygular arasında gidip geliyor. Aynı zamanda sevdiği kadına dair yoğun bir aşk duygusu yaşıyor.
Ek olarak:
- Şiirdeki sessizlikler de önemlidir. Kişi, gözlerini kapalı tutarak ve seslere dikkat kesilerek şehrin sessizliğini de dinler. Bu sessizlikler, şehrin gizemini ve derinliğini vurgular.
- Şiirdeki imgeler de önemlidir. Güvercinler, fıstıklar ve beyaz ay gibi imgeler, şehrin güzelliğini ve romantizmini yansıtır.
hiçbişey anlamadım
YanıtlaSil