Ana içeriğe atla

EN GÜZEL TÜRKÜLER

 EN GÜZEL TÜRKÜLER



🎶 Türkülerin Tılsımına Davet! 🎶
Sözlerin derinliği, ezgilerin içtenliği ve hislerin en saf haliyle buluştuğu türkülerle dolu bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? 💫 En güzel türküleri sizin için derledim; her biri ayrı bir hikaye, her biri ayrı bir duygu taşıyor. 🌿

Kalbinize dokunacak, ruhunuzu dinlendirecek bu eşsiz türkülerin tılsımına hazır olun. Hadi, türkülerle buluşma vakti! 🎼💛

Keyifli dinlemeler! 🎤🎶




ODAM KİREÇTİR BENİM (Seyitgazi.)

Odam kireçtir benim

Yüzüm güleçtir benim

Soyun da gir koynuma

Terim ilaçtır benim


Odam kireç tutmuyor

Kumunu katmayınca

Sevdan baştan çıkmıyor

Sarılıp yatmayınca


Baba ben dervişmiyem

Kürkümü giymişmiyem

Ben sevdim eller aldı

Niye ben ölmüşmüyem


Odanı kireç eyle

Yüzünü güleç eyle

Soyun da gir koynuma

Terimi ilaç eyle




GÖNÜL GURBET ELE GİTME (Karacaoğlan)

Gönül gurbet ele gitme

Ya gelinir ya gelinmez

Her güzele gönül verme

Ya sevilir ya sevilmez


Gel güllüm gel, gel tellim gel,

Gel nazlım gel.

Geley geley hey


Has bahçenin gül ağacı

Kimi tatlı kimi acı

Benim derdimin ilacı

Ya bulunur ya bulunmaz


Gel güllüm gel, gel tellim gel,

 Gel nazlım gel.

 Geley geley hey


Deryalarda yüzer bahri

Doldur ver içeyim zehri

Zalım gurbet elin kahrı

Ya çekilir ya çekilmez


Gel güllüm gel, gel tellim gel,

Gel nazlım gel.

Geley geley hey


Karacaoğlan çıksa yola

Hızır yardım etse kula

Yar denilen demir kale

Ya alınır ya alınmaz


Gel güllüm gel, gel tellim gel,

Gel nazlım gel.

Geley geley hey

 



ALLI TURNAM (Hacı Taşan)

Allı turnam bizim ele varırsan

Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle

 

Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey

Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,

kız gülüm gülüm turnalar hey


Eğer bizi sual eden olursa

Boynu bükük, benzi soluk yar söyle


Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey

Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,

Kız gülüm gülüm turnalar hey


Allı turnam ne gezersin havada

Arabam kırıldı kaldım burada


Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey

Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,

Kız gülüm gülüm turnalar hey


Ne onmamış bir kulmuşum dünyada

Akşam oldu allı turnam dön geri


Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey

Ah gülüm gülüm, yar gülüm gülüm,

 Kız gülüm gülüm turnalar hey




GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN (Karacaoğlan)

Güzel ne güzel olmuşsun

Görülmeyi görülmeyi

Siyah zülfün halkalanmış... aman aman

Örülmeyi örülmeyi



Mendili yuğdum arıttım

Gülün dalında kuruttum

Adın ne idi unuttum... aman aman

Sorulmayı sorulmayı


Çağır Karacaoğlan çağır

Taş düştüğü yerde ağır

Yiğit sevdiğinden soğur... aman aman

Sarılmayı sarılmayı




SEYYAH OLUP ŞU ALEMİ GEZERİM (Kul Himmet)

Seyah oldum şu alemi gezerim,

Bir dost bulamadım gün akşam oldu.

Kendi efkarımca okur yazarım,

Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.


İki elim gitmez oldu yüzümden

Ah ettikçe yaşlar gelir gözümden,

Kusurumu gördüm kendi özümden.

Bir dost bulamadım gün akşam oldu.


Bozuk şu dünyanın temeli bozuk.

Tükendi danelar kalmadı azık,

Yazıktır şu geçen ömüre yazık.

Bir dost bulamadım gün akşam oldu.


Kul Himmet üstadım ummana dalam,

Gidenler gelmedi bir haber alam,

Abdal oldum şal giyindim bir zaman,

Bir dost bulamadım gün akşam oldu.




CEVİZİN YAPRAĞI DAL ARASINDA (Dinar)

Cevizin yaprağı dal arasında

Güzeli severler bağ arasında

Üç beş güzel bir araya gelmişler

Benim sevdiceğim yok arasında


Evlerinin önü zerdali dalı

Pencereden gördüm kınalı eli, o nazlı yari

Benim sevdiceğim domurcak gülü

Sensiz lokmaları yiyemez oldum, yutamaz oldum

Sensiz odalara giremez oldum, yatamaz oldum


Evlerinin önü bahçalık bağlık

Ne güzel işlemiş eline sağlık, koluna sağlık

Yar bana yollamış bir beyaz yağlık

Boynuna dolasın eylensin diye, aldansın diye




HEKİMOĞLU (Ordu/Korgan Çitlice Köyü, Hamdi Tanses)

Hekimoğlu derler benim aslıma

Aynalı martin yaptırdım da narinim kendi neslime

Evlerinin önü arpa sergisi

Hekimoğlu İbrahim de narinim ayva sarısı

Hekimoğlu İbrahim taştan bakıyor

Elindeki martini de narinim canlar yakıyor

Konaklar yaptırdım hurma dalından

İçin döşedemdim de narinim acem şalından

Konaklar yaptırdım mermer direkli

Hekimoğlu dediğin de narinim aslan yürekli

Konaklar yaptırdım döşedemedim

Ünye, Fatsa bir oldu da narinim başedemedim

Hekimoğlu derler bir ufak uşak

Bir omuzdan bir omuza da narinim on arma fişek

Bugün günlerden pazardır pazar

Çitlice muhtarı da narinim puşluklar düzer

Ünye, Fatsa arası ordu da kuruldu

Hekimoğlu İbrahim de narinim o da vuruldu


 


ÇÖKERTME (Muğla)

Çökertmeden çıktım da Halilim

Aman başım selamet

Bitez de yalısına varmadan Halilim

Aman koptu kıyamet

Arkıdeşim İbram Çavuş

Allahıma emanet


Burası da Asbat değil Halilim

Aman bitez yalısı

Yüreğime ateş saldı

Aman gurşun yarası


Gidelim gidelim de Halilim

Çökertmeye varalım

Golcular görürse Halilim

Nerelere gaçalım

Teslim olmayalım da Halilim

Aman gurşun saçalım


Burası da Asbat değil Halilim

Aman bitez yalısı

Yüreğime ateş saldı

Aman gurşun yarası




KAĞIZMANA ISMARLADIM (Erzurum)

Kağızman'a ısmarladım nar gele nar gele

Gümüş kemer ince bele dar gele dar gele vay

 Dar gele dar gele vay

 Dar gele dar gele vay


Baharda yayılır kuzu yan yana yan yana

 Benim yarim inci takar gerdana gerdana vay

Gerdana gerdana vay

Gerdana gerdana vay


Benim yarim güzellerden bir dane bir dane

 İçlerinde sarı saçlı güldane güldane vay

 Güldane güldane vay

 Güldane güldane vay




UYKUDAN UYANMIŞ (Erzurum, Emrah)

Uykudan uyanmış gözleri bir hoş

Dedim sarhoşmusan söyledi yoh yoh

Ağ elleri boğum boğum gınalı

Dedim yar bayram mı söyledi yoh yoh


Dedim kalem nedir dedi kaşımdır

Dedim inci nedir dedi dişimdir

Dedim onbeş nedir dedi yaşımdır

Dedim artık var mı söyledi yoh yoh


Dedim Erzurum nen dedi il'imdir

Dedim gider misen dedi yolumdur

Dedim Emrah nendir dedi kulumdur

Dedim satar mısan söyledi yoh yoh




GEMİCİLER (Trabzon)

Gemiciler kalkalum

Şu yelkeni takalum

Şişiripte yelkeni

Sırt üstüne yatalum 


Kızılırmak başına

Şu ırgatı atalum

Tutalum baluk havyar

Keyfimize bakalum 


Çekin uşaklar çekin

Hemen aldık ırgatı

Geliyor bir sert rüzgar

Vuralum iki katı


İsmail de burada

Hasan çıksın gördeğe

Uşaklar berde bende

Coştum arkadaş coştum

Biraz çalam kemençe


Kaptan attı ırgatı

Sen de tut ha bu katı

Gel girelum ırmağa

Esecek ha şu batı


Gemici uşakları

Deniz başımın tacı

Yoklayın şu ırmağı

İnşallah çıkar acı


 



ŞU KARŞI YAYLADA GÖÇ KATAR KATAR (Tercan, Pir Sultan Abdal)

Şu karşı yaylada göç katar katar

Bir güzel sevdası serimde tüter

Bu ayrılık bana ölümden beter

Geçti dost kervanı eyleme beni


Şu benim sevdiğim başta oturur

Bir güzelin derdi beni bitirir

Bu ayrılık bize zulum getirir

Geçti dost kervanı eyleme beni


Pir Sultan Abdalım kalkın aşalım

Aşıp yüce dağı engin düşelim

Çok nimetin yedik helallaşalım

Geçti dost kervanı eyleme beni




BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİNE (Kastamonu, Köroğlu)

Hey hey efeler hey...

Benden selam olsun Bolu Beyine

Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır

At kişnemesinden, gargı sesinden

Dağlar seda verip seslenmelidir


Hey hey gene de hey hey...

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfek icad oldu, mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır.


Hey hey efeler hey...

KÖROĞLU düşer mi yine şanından?

Çıkarır çoğunu er meydanından

Kırat köpüğünden, düşman kanından

Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.




TELGRAFIN TELLERİNE 

Telgrafın tellerine

Kuşlar mı konar

Herkes sevdiğine de yavrum

Böyle mi yanar


Yanıma gel yanıma da

Yanı yanı başıma

Bu gençlikte neler geldi

Garip başıma


Telgrafın tellerini

Arşınlamalı

Yar üstüne yar seveni

Kurşunlamalı


Yanıma gel yanıma da

Yanı yanı başıma

Bu gençlikte neler geldi

Garip başıma


Telgrafın telleri de

Tel tel üstüne

Gel sarılıp yatalım

Kol kol üstüne


Yanıma gel yanıma da

Yanı yanı başıma

Bu gençlikte neler geldi

Garip başıma


Telgrafın telleri de

Semaya bakar

Senin o bakışların

Çok canlar yakar


Yanıma gel yanıma da

Yanı yanı başıma

Bu gençlikte neler geldi

Garip başıma


 


ÖTME BÜLBÜL ÖTME (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Ötme bülbül ötme şer değil bağım

Yar senin elinden de ben yana yana

Tükendi fitilim eridi yağım

Yar senin elinden de ben yana yana

Ya dost ya dost ya dost

Deryadan bölünmüş de sellere döndüm


Deryadan bölünmüş sellere döndüm

Vakitsiz açılan güllere döndüm

Ateşi kararmış küllere döndüm

Yar senin elinden de ben yana yana

Ya dost ya dost ya dost

Haberim duyarsın da peyiklerinen


Haberim duyarsın peyiklerinen

Yarimi sarsınlar şehitlerinen

Kırk yıl dağda gezdim geyiklerinen

Yar senin elinden de ben yana yana

Ya dost ya dost ya dost

Deryadan bölünmüş de sellere döndüm




YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE (Edirne)

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

Annesinin bir tanesini hor görmesinler


Uçan da kuşlara malum olsun

Ben annemi özledim

Hem annemi hem babamı

Ben köyümü özledim


Babamın bir atı olsa binse de gelse

Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse

Kardeşlerim yolları bilse de gelse


Uçan da kuşlara malum olsun

Ben annemi özledim

Hem annemi hem babamı

Ben köyümü özledim


 



DOSTA GİDERİM (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Karşıda görünen ne güzel yayla

Bir dem süremedim giderim böyle

Ela gözlü perim sen himmet eyle

Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Eğer göğerüben bostan olursam

Şu halkın diline destan olursam

Kara toprak senden üstün olursam

Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Bir bölük turnaya sökün dediler

Yürekteki derdi dökün dediler

Yayladan ötesi yakın dediler

Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Dost elinden dolu içmiş gibiyim

Üstü kan köpüklü meşe seliyim

Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim

Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Alınmış abdestim aldırırlarsa

Kılınmış namazım kıldırırlarsa

Sizde Şah diyeni öldürürlerse

Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Pir Sultan Abdal'ım dünya durulmaz

Gitti giden ömür geri durulmaz

Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz

Ben de bu yayladan Şah'a giderim





BİR CANDARMA GELİYOR (Bitlis)

Bir candarma geliyor lo

Kaymakam konağından

Fiske vursam kan damlar lo

O yarin yanağından


Haydi malım, haydi canım

Şinanay aslan yarim

 

Kurşun attım havaya lo

Dolana yar dolana

Ben burda ısrar eyledim..

Sen orda sallanmaya


Haydi malım, haydi canım

Şinanay aslan yarim


Zeytin yaprağı yeşil..

Altında kahve pişir

Ben sana mal olamam..

Var aklın başa devşir


Haydi malım, haydi canım

Şinanay aslan yarim,




SUNAM (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Sahahtan cemalin seyran eyledim

Gönüller perişan elinden sunam

Nice bekliyeyim gurbet ellerde

Hiç bilir yok mudur halinden sunam


Sen seher yelisin gider gelmezsin

Gelirsen de bana baki kalmazsın

Seni uçuranlar baki kalmasın

Seni kim uçurdu gölünden sunam


Pir Sultan Abdal'ım cemalin güzel

Aradım bulamadım bir haber yazar

Şimdi senin ismin cenneti gezer

Kalma bizim için yolundan sunam




NİKSAR'IN FİDANLARI (Niksar)

Kalenin bedenleri yar yar yar yandım

Koyverin gidenleri ninanay canım ninanay nay

Koyverin gidenleri ninanay yarim de ninanay nay

İpek bürük sürünmüş yar yar yar yandım

Niksar'ın fidanları ninanay canım ninanay nay

Niksar'ın fidanları ninanay yarim de ninanay nay


Hoppa nina ninanay ninanay nay

Ninanay canım da ninanay nay

Hoppa nina ninanay ninanay nay

Ninanay yarim de ninanay nay


Kaleden iniyorum yar yar yar yandım

Çağırsan dönüyorum ninanay canım ninanay nay

Aşkından kibrit oldum yar yar yar yandım

Üfürsen yanıyorum ninanay canım ninanay nay


Hoppa nina ninanay ninanay nay

Ninanay canım da ninanay nay

Hoppa nina ninanay ninanay nay

Ninanay yarim de ninanay nay


Entarisi aktandır yar yar yar yandım

Ne gelirse haktandır ninanay canım ninanay nay

Benzimin sarılığı yar yar yar yandım

Yare ağlamaktandır ninanay canım ninanay nay


Hoppa nina ninanay ninanay nay

Ninanay canım da ninanay nay

Hoppa nina ninanay ninanay nay

Ninanay yarim de ninanay nay


 


SİVAS ELLERİNDE SAZIM ÇALINIR (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Sivas ellerinde sazım çalınır

Çamlıbeller bölük bölük bölünür

Yardan ayrı düştüm bağrım delinir

Katip arzuhalim yaz (Şah'a) yare böyle


Kul olayım kalem tutan ellere

Katip arzuhalım Şah'a böyle yaz

Şekerler ezeyim şirin dillere

Katip arzuhalim yare böyle yaz


Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa

Yazılan gelirmiş sağ olan başa

Bizi hasret koydun kavim kardaşa

Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.




MEHRİBAN (Kars)

Bahçelere geldi bahar

Yeşil halı serdi bahar

Gel dedim, gelmedi yar


Meni yada salsana yar

Şu halimi sorsana yar

A ceylan sevdiğim

Mehriban sevdiğim

Sırrımı bilmedin

Bilmedin yar


Bahçelerde güllü çiçek

Güllü çemen, güllü çiçek

Gül dedim gülmedin yar


Meni yada salsana yar

Şu halimi sorsana yar

A ceylan sevdiğim

Mehriban sevdiğim

Sırrımı bilmedin

Bilmedin yar


Şirin şirin sözle meni

Özüm dedim, özle meni

Gözledim, gelmedin yar


Meni yada salsana yar

Şu halimi sorsana yar

A ceylan sevdiğim

Mehriban sevdiğim

Sırrımı bilmedin

Bilmedin yar




SEHERDE BİR BAĞA GİRDİM (Erzincan, Teslim Abdal)

Seherde bir bağa girdim

Ne bağ duydu ne bağbancı

El sundum güllerin derdim

Ne bağ duydu ne bağbancı


Bağın kapısını açtım

Sayın ki cennete düştüm

Yar ile tenha buluştum

Ne bağ duydu ne bağbancı

  

Seherin bülbülü öttü

Öttü de murada yetti

Teslim Abdal yükün tuttu

Ne bağ duydu ne bağbancı




ÜNYE'DEN ÇIKTIM (Ünye, Hamdi Tanses)

Ünye'den çıktım başım selamet

Ceviz deresinde koptu gıyamet

Gadın gız gardaşım sana emanet

Ağla anam ağla sen bana ağla

Çifte doktor getir yaremi bağla


Yedi garış gelir arkamın eni

Genç yaşımda gabre koydular beni

Anneciğim bana söylesin nenni

Ağla anam ağla sen bana ağla

Çifte doktor getir yaremi bağla


Martinim duvarda asılı kaldı

Elbisem sandukta basılı kaldı

Gadın gız gardaşım Fatsa'da kaldı

Ağla anam ağla sen bana ağla

Çifte doktor getir yaremi bağla




KEKLİK (Silifke)

Yar yar... Nerden gelirsin Silifke Kalesinden

Ne gezersin, açlık belasından

Nerde yattın, beyin konağında

Ne varıdı kupkuru yerde hey...

Kekliğim hey...


Kekliği düz ovada avlayalım

Kanadını çam dalına bağlayalım.


Yar yar... Buyurun arkadaşlar davetim var benim

Herkes kesesinden yesin, içsin, saltanatım var benim

Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim hey...

Kekliğim hey...


Kekliği düz ovada avlayalım

Kanadını çam dalına bağlayalım.




HIZIR PAŞA (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Hızır Paşa bizi berdar etmeden

Açılın kapılar Şah'a gidelim

Siyaset günleri gelip yetmeden

Açılın kapılar Şah'a gidelim


Her nereye gitsem yolum dumandır

Bizi böyle kılan ahdü amandır

Zincir boynum sıktı hali zamandır

Açılın kapılar Şah'a gidelim


Çıkarım bakarım kale başına

Mümin müslümanlar gider işine

Bir ben mi düşmüşüm can telaşına

Açılın kapılar Şah'a gidelim


Pir Sultan'ım eyder mürvetli Şahım

Yaram baş verdi sızlar ciğergahım

Arşa direk direk olmuştur ahım

Açılın kapılar Şah'a gidelim


 


ŞU KANLI ZALİMİN (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Şu kanlı zalimin ettiği işler

Garip bülbül gibi yaralar beni

Yağmur gibi yağar başıma taşlar

Dost'un bir fiskesi yaralar beni


Dar günümde dost düşmanım belli oldu

On derdim var ise şimdi elli oldu

Ecel fermanı boynuma takıldı

Gerek asa gerek vuralar beni


Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz

Hak'dan emrolmazsa ırahmet yağmaz

Şu illerin taşı hiç bana değmez

İlle dostun gülü yaralar beni




OLAM BOYUN GURBANI (Kars)

Olam boyun Gurbanı

Sensiz dağlar ceylanı

Gara gaşın gözlerin

Budur aşkın fermanı


Hey

Öldürme meni...

Sevmişem seni

Guş diline gurban

İnce beline heyran

Şeker Lebine doymam

Vay benim meralım


İncidir dişin senin

Hoşdur gülüşün senin

Aşkından ölürem men

Yok mu insafın senin


Hey

Öldürme meni...

Sevmişem seni

Guş diline gurban

İnce beline heyran

Şeker Lebine doymam 

Vay benim meralım


Kekliğin gözü ela

Başıma açtı bela

Yiğit ona demişem

Sevdiğini tez bağla


Hey

Öldürme meni...

Sevmişem seni

Guş diline gurban

İnce beline heyran

Şeker Lebine doymam

Vay benim meralım




GURBET ELDE (Erzincan, Pir Sultan Abdal)

Gurbet elde bir hal geldi başıma... geldi başıma

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir

Derman arar iken derde düş oldum

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir


Huma kuşu yere düştü ölmedi... düştü ölmedi

Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı

Dedim yare gidem nasip olmadı

Ağlama gözlerim ağlama... Mevla kerimdir


Kağıda yazarlar ufak yazılar... ufak yazılar

Anasız olur mu körpe kuzular

Yürek yarelidir, ciğer sızılar

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir


Pir Sultan Abdal'ım böyle buyurdu

Ayrılık donların biçti, giyirdi

Ben ayrılmaz idim, felek ayırdı

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir... Mevla kerimdir




BURÇAK TARLASI (Tokat)

Sabahtan kalktım da ezan sesi var

Ezan da sesi değil yavrum burçak yası var

Sorun şu muhtarın kaç tarlası var


Amanın da kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasına yar yar gelin olması


Sabahtan kalktım da südü pişirdim

Südün de kaymağını yar yar yere taşırdım

Burçak tarlasında aklım şaşırdım


Amanın da kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasına yar yar gelin olması


Kolumu salladım değdi tikene

İnkisar ederim yar yar burçak ekene

İlahi kaynana ömrün tükene


Amanın da kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasına yar yar gelin olması


 


YİĞİTLER SİLKİNİP ATA BİNENDE (Sivas, Köroğlu)

Yiğitler silkinip ata binince

Derelerde bozkurtlara ün olu

Yiğit olan döne döne döğüşür

Kötüler kavgadan kaçar hun olur


Bir yiğit cidasın almış eline

Serini koymuştur yiğit yoluna

Kalkan paralana zırhlar deline

Kanlı gömlek koç yiğide don olur


Bir yiğit cidasını almış atıyor

Ağ elleri kızıl kana batıyor

Bir kötü kavgadan dönmüş kaçıyor

Kaçma kötü kaçma şimdi dön olur




ERENLER CEMİNE (Tercan, Ali Ekber Çiçek)

Erenler cemine her can giremez

İnsanı kamile kul olmayınca

Her mürşidim diyen Mürşid olamaz

Adep ile erkan yol olmayınca


Arama ırakta vardır yakını

Gerçek olan talip, bulur hakkını

Yükletemezler sana yolun yükünü

Bükülüp hametin dal olmayınca





BİR ÇİFT DURNA GÖRDÜM (Yozgat)

Bir çift turna gördüm durur dallarda

Seversen Mevla'yı galma yollarda

Sizi bekleyen var bizim ellerde

Bizim ele doğru gidin turnalar


Turnam dertli öttün derdimi deştin

Pençe vurup yarem üstünü açtın

Eşinden mi ayrıldın yolun mu şaştın

Bizim ele doğru gidin turnalar


 


EŞREFOĞLU (Ankara, Kul Hasan Dede)

Eşrefoğlu al haberi

Bahçe biziz gül bizdedir

Biz de Mevlana'nın kuluyuz

Yetmiş iki dil bizdedir


Erlik midir eri yormak

Uzak yoldan haber sormak

Cenetteki ol dört ırmak

Coşkun akan sel bizdedir


Arı vardır uçup gezer

Teni tenden seçip gezer

Canan bizden kaçıp gezer

Arı biziz bal bizdedir


Biz erenler gerçeğiyiz

Has bahçenin çiçeğiyiz

Hacı Bektaş köçeğiyiz

Edep erkan yol bizdedir


Kuldur Hasan Dedem kuldur

Manayı söyleten dildir

Elif Hak'ka doğru yoldur

Cim arasan dal bizdedir



KADİFEDEN KESESİ (İstanbul)

Kadifeden kesesi

Kahveden gelir sesi

Oturmuş kumar oynar

Ciğerimin, ah ciğerimin köşesi.


Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla

Aman yallah, Beyoğlu'na yolla

Yolla yolla yar yolla.


Kadife yastığım yok

Odana bastığım yok

Kitaba el basarım

Senden başka, senden başka dostum yok.


Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla

Aman yallah, Beyoğlu'na yolla

Yolla yolla yar yolla.


Kadifeden yeleğim

Seni sevdim meleğim

Biraz da sen beni sev

Rahat etsin, rahat etsin yüreğim.


Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla

Aman yallah, Beyoğlu'na yolla

Yolla yolla yar yolla.


 


SİLİFKE'NİN YOĞURDU (Silifke)

Silifkenin yoğurdu

Ah seni kimler doğurdu

Seni doğuran ana

Bal ilen mi yoğurdu


Beşşiği çamdan

Ah yuvarlanır damdan

Anası da pilav pişirir,

Oğlu da durmaz aşırır.


Kale kaleye bakar

Ah kaleden sular akar

Delikanlı dururken

İhtiyara kim bakar?


Beşşiği çamdan

Ah yuvarlanır damdan

Anası da pilav pişirir,

Oğlu da durmaz aşırır.


Bağa girdim üzüme

Ah çıbık battı dizime

Çıbık seni keserim

Yar göründü gözüme


Beşşiği çamdan

Ah yuvarlanır damdan

Anası da pilav pişirir,

Oğlu da durmaz aşırır.


 


ANTALYA'NIN MOR ÜZÜMÜ (Antalya)

Antalya'nın mor üzümü

Severler boyu uzunu a leylim

İmamın küçük kızını

Sarsam ne zaman ne zaman

Sevsem ne zaman ne zaman


Saran kollar yorulur mu bir zaman

Seven kollar yorulur mu bir zaman

 

Antalya'nın kuyuları

Çayır çimen kıyıları a leylim

Avdan gelir dayıları

Sarsam ne zaman ne zaman

Sevsem ne zaman ne zaman


Saran kollar yorulur mu bir zaman

Seven kollar yorulur mu bir zaman


Antalya'nın altı bakır

Atlar gelir şakır şakır a leylim

Sevdiğimin gözü çakır

Sarsam ne zaman ne zaman

Sevsem ne zaman ne zaman


Saran kollar yorulur mu bir zaman

Seven kollar yorulur mu bir zaman


 


SELAM OLSUN (Sivas, Yunus Emre)

Bu dünyadan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Bizim için hayır dua

Kılanlara selam olsun


Sela verin kastımıza

Gider olduk dostumuza

Namaz için üstümüze

Duranlara selam olsun


Ecel büke belimizi

Söyletmiye dilimizi

Hasta iken halimizi

Soranlara selam olsun


Eceli gelenler gider

Hepsi gelmez yola gider

Bizim halimizden haber

Soranlara selam olsun


Tenim ortaya açıla

Yakasız gömlek biçile

Bizi bir asan vechile

Yuyanlara selam olsun


Derviş Yunus söyler sözün

Yaş doludur iki gözün

Bilmiyen ne bilsin bizi

Bilenlere selam olsun


 


OY MİRALAY MİRALAY (Giresun)

Oy miralay miralay


Askerin alay alay


Al kızları askere


Askerlik olsun kolay


 


Ben başıma koyamam


Miralayın fesini


İşittikçe duramam


Nazlı yarin sesini


 


Ustam nasıl kondurdun


Taş başına binayı


Zindan ettin başıma


Ha bu yalan dünyayı


 


KARA TOPRAK (Sivas, Aşık Veysel)

Dost dost diye nicesine sarıldım


Benim sadık yarim kara topraktır.


Beyhude dolandım, boşa yoruldum


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Nice güzellere bağlandım kaldım


Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum


Her türlü istediğim topraktan aldım


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi


Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi


Kazma ile dövmeyince kıt verdi


Benim sadık yarim kara topraktır


 


Adem'den bu deme neslim getirdi


Bana türlü türlü meyve bitirdi


Her gün beni tepesinde götürdü


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Karnın yardım kazmayınan, belinen


Yüzün yırttım tırnağınan, elinen


Yine beni karşıladı gülünen


Benim sadık yarim kara topraktır


 


İşkence yaptıkça bana gülerdi


Bunda yalan yoktur herkes de gördü


Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Havaya bakarsam hava alırım


Toprağa bakarsam dua alırım


Topraktan ayrılsam nerde kalırım


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Bir dileğin varsa iste Allah'tan


Almak için uzak gitme topraktan


Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Hakikat istersen açık bir nokta


Allah kula yakın, kul da Allah'a


Hakkın gizli hazinesi toprakta


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Bütün kusurumu toprak gizliyor


Melhem çalıp yaralarım düzlüyor


Kolun açmış yollarımı gözlüyor


Benim sadık yarim kara topraktır.


 


Her kim ki olursa bu sırra mazhar


Dünyaya bırakır ölmez bir eser


Gün gelir Veysel'i bağrına basar


Benim sadık yarim kara topraktır.




ÇAYDA ÇIRA (Elazığ)

Çayda çıra yanıyor.


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Ela göz uyanıyor


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Fitil çifte yara bir


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Yürek mi dayanıyor


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Buralarda gülüm yok


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Söylemeye dilim yok


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Geceler uykum yok


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


Gündüzün kararım yok


(Hanım nanay kız nanay


Nanay güzelim nanay


Nanay sevdiğim nanay)


 


UYUR İKEN UYARDILAR (Sivas, Pir Sultan Abdal)

Uyur iken uyardılar


Diriye saydılır bizi


Koyun olduk ses anladık


Sürüye saydılar bizi


 


Halımızı hal eyledik


Yolumuzu yol eyledik


Her çiçekten bal eyledik


Arıya saydılar bizi


 


Pir Sultan Abdalım şurda


Çok keramet var insanda


Ol cihanda bu cihanda


Veliye saydılar bizi


 


KIRMIZI GÜL (Erzurum)

Kırmızı gül demet demet


Sevda değil bir alamet


Balam nenni yavrum nenni


Gitti gelmez ol muhannet


 


Şol revanda balam kaldı


Yavrum kaldı balam nenni


 


Kırmızı gül her dem olmaz


Yaralara merhem olmaz


Balam nenni yavrum nenni


Ol tabibten derman gelmez


 


Şol revanda balam kaldı


Yavrum kaldı balam nenni


 


Kırmızı gülün hazeli


Ağaçlar döker gazeli


Balam nenni yavrum nenni


Kara yağızın güzeli


 


GÜL BUDANMIŞ (Semah, Hatay, Öksüz Dede)

Gül budanmış dal dal olmuş


Menevşesi al al olmuş


Siyah zülfün tel tel olmuş yar yar


Siyah zülfün tel tel olmuş


Biz bu yerlerden gideli


Gurbet ellere düşeli vay


 


Gül karanfile karışmış


Küskünler de hep barışmış


Taze goncalar yetişmiş


Biz bu yerlerden gideli


 


Lale sümbüller açılmış


Seven sevene karışmış


Hasret olanlar kavuşmuş


Biz bu yerlerden gideli


 


Nergisle çiğdem serpilmiş


Yola güzeller dökülmüş


Ergenler birbirini seçmiş


 


Öksüz Dede der bu sözü


Hakka çevirmiştir özü


Öldü zannettiler bizi


Biz bu yerlerden gideli


 


DİDEBAN ÜSTÜNDEYİM (Bitlis)

Dideban üstündeyim Loy loy loy loy loy balım


Dal boyun kastındayım Loy loy loy loy loy balım


Erenler dua edin Loy loy loy loy loy balım


Ben murat üstündeyim Loy loy loy loy loy balım

Yorumlar

SON 30 GÜN POPÜLER ANALİZLER

ŞENOL EVGİ ft. GİZO - ÇEK KAMERACI ŞARKI SÖZLERİ

 Şenol Evgi ft. Gizo'nun "Çek Kameracı" şarkısı, gösteriş, güç ve kendini kanıtlama temalarını vurgulayan enerjik bir parçadır. Eğlenceli ve cesur bir duruş sergiler. ŞENOL EVGİ ft. GİZO - ÇEK KAMERACI ŞARKI SÖZLERİ Kameracı yanlış yeri çekiyorsun ?  - Burayı çek  Kralı çek ( çek ) kraliçeyi çek ( çek )  Dostuma çek ( çek ) düşmana çek ( çek )  Hepside dertlenecek  Dert üstüne dert eklenecek  Gizo arkamdan seslenecek !  Ortaklarımı - çekme  Çapulcuları - çekme  Veriyorum düşmanlara göre poz  Çıktım Meydana oldular toz  Ne dostluk kaldı ne akrabalık  -Göremedik kimseden fayda  Bizi çekemeyen tüm düşmanlarıma özel yaptım  - gelsin kemanlı gayda  Çek bebeksi tenimi çek  Dostum düşmanım görsün çek  Ordan çek burdan çek  Kralı çek kraliçeyi çek  Görünce hepside dertlenecek  Uğraşmıyorum değmeyecek   Al bu lafım sana üstüne çek  Onları boşver numaracı  Sen bizi çeksene ...

GEYLANİ İLAHİ SÖZLERİ - HASAN BAYAR

  Hasan Bayar - Geylani İlahi Sözleri Analizi hayran hayran gel kurban kurban gel bazem bazem gel canım canım gel hayran oldum sana kurban olam sana Şeyh Abdülkadir Geylani Bazım hu bazım gel Şeyh Abdülkadir Geylani Bazım hu bazım gel Ya sultanu l evliya Hayran oldum sana gel Ya Seyyid el evliya Kurban olam sana gel  Sultanım gelsene Şu Gönlüme girsene Bir nazarcık etsene Ya Allah desene Ruhuma el versene  Alıp ta götürsene  Meyyi deryana daldım  Bir damla aşk versene  Nice hamdu sena Olsun o yaradana Salât selamlar olsun O Resulü Zişana Seni bize hem seyda Hem pir yaptı meydana  Şeyh Abdülkadir Geylani Bazım hu bazım gel Şeyh Abdülkadir Geylani Bazım hu bazım gel Ya sultanu l evliya Hayran oldum sana gel Ya Seyyid el evliya Kurban olam sana gel  Ya Nuri nurani  Ya Bazu ya Geylani  Eya Kutbu RRabbani  Celb ediyor Ruhani Davasıdır beyani  Sünnet ile Kur'an-i Gel kurban gel gönlüme  Ya Bazu ya Geylani  Aşıkların deryası...

FADIL AYDIN - İKİ GÖZÜMÜN ÇİÇEĞİ ŞARKI SÖZLERİ

  Fadıl Aydın - İki Gözümün Çiçeği Şarkı Sözleri Analizi Bilemezsin ne sırlar var saklıdır Tebessümün aşıkların hakkıdır Mazlum masum hali yar yandırır Geliyor iki gözümün çiçeği nakarat  Sarı cübbe giymiş yar üstüne Kurban olam sürme çekmiş gözüne Gül dalını tutuşturmuş eline Geliyor iki gözümün çiçeği Beley kurban başım gözüm üstüne Ağam gitti sen su serptin gönlüme Bak aşıklar ömrün sermiş önüne Geliyor iki gözümün çiçeği İlahi Analizi: İki Gözümün Çiçeği Ana Tema: Sultan Şeyh Seyyid Muhammed Saqi el Hüseyni Hazretlerine duyulan sevgi ve bağlılık Duygu Analizi: Sevinç Heyecan Hasret Aşk Teslimiyet Minnettarlık Anlatım Teknikleri: Mecaz Teşbih Abartma Tekrar Sembol Kahraman ve Duyguları: Kahraman: Mürit (Şeyh'e bağlı olan kişi) Duyguları: Sevgi, özlem, coşku, teslimiyet, minnettarlık Anahtar Kelimeler ve Anlamları: İki Gözümün Çiçeği: Sultan Şeyh'in bir lakabı, onun gözünün güzelliğini ve önemini vurgular. Tebessüm: Sultan Şeyh'in yarattığı mutluluğu ...