Leonard Cohen - A Thousand Kisses Deep Şarkı Sözleri (2001)

You came to me this morning

And you handled me like meat

You’d have to be a man to know

How good that feels, how sweet

My mirrored twin, my next of kin

I’d know you in my sleep

And who but you would take me in

A thousand kisses deep

I loved you when you opened like a

Lily to the heat

You see I’m just another snowman

Standing in the rain and sleet

Who loved you with his frozen love

His second hand physique

With all he is, and all he was

A thousand kisses deep

I know you had to lie to me

I know you had to cheat

To pose all hot and hide behind

The veils of sheer deceit

Our perfect porn aristocrat

So elegant and cheap

I’m old but I’m still into that

A thousand kisses deep

I’m good at love, I’m good at hate

It's in between I freeze

Been working out, but its too late

It’s been too late for years

But you look good, you really do

The pride of Boogie Street,

Somebody must have died for you

A thousand kisses deep

The autumn moved across your skin

Got something in my eye

A light that doesn’t need to live

And doesn’t need to die

A riddle in the book of love

Obscure and obsolete

Until witnessed here in time and blood

A thousand kisses deep

And I'm still working with the wine

Still dancing cheek to cheek

The band is playing Auld Lang Syne

But the heart will not retreat

I ran with Diz and Dante

I never had their sweep

But once or twice they let me play

A thousand kisses deep

I loved you when you opened

Like a lily to the heat

You see I'm just another snowman

Standing in the rain and sleet

But you don’t need to hear me now

And every word I speak

It counts against me anyhow

A thousand kisses deep

Leonard Cohen - A Thousand Kisses Deep: Derin Bir Aşkın ve İhanetin İfadesi 🎶💔

Konusu ve Anlamı:
Şarkı, bir aşkın ve ilişkilerin karmaşıklığını derinlemesine keşfeder. Şarkıcı, bir zamanlar yaşadığı yoğun aşkın ardından gelen ihaneti ve içsel boşluğu dile getirir. Aşkın hem tatlı hem de acı yönleri arasında sıkışmış bir adamın, geçmişin ve şimdiki anın çatışmasında kendini bulma çabası söz konusudur. Bu şarkı, aşkın zamansızlığı, ihanetin gölgesi ve insan ruhunun kırılganlığına dair güçlü bir anlatı sunar.
Ana Temalar:
Şarkının öne çıkan ana temaları aşk, ihanet, zamanın geçişi ve kendini bulma üzerinedir. Cohen, aşkı hem romantik hem de melankolik bir biçimde işlerken, ilişkilerdeki yalancı yüzleri, kırık kalpleri ve kaybolan masumiyeti vurgular. "Binlerce öpücük derinliği," şarkıda aşkın derinliğine olan referansla, hem güzellik hem de acı veren bir boyutu simgeler.
Atmosfer ve Duygu Durumu:
Şarkının atmosferi yoğun ve melankoliktir. Hüzün ve nostalji hissiyatı güçlüdür. Cohen'in sesinin derinliği ve şiirsel anlatımı, dinleyiciye zamanın acısını ve kaybedilen aşkın hüznünü hissettirir. Şarkı, dinleyicisini hem duygusal olarak sarmalayan hem de kırık kalplerin içsel ıstıraplarını yansıtan bir ruh haline sürükler.
Duygusal Derinlik ve Mekânlar:
Şarkı, içsel bir mekânda, belirsiz zamanlarda ve kimlik sorgulamalarının olduğu bir evrende geçiyor. "A thousand kisses deep," ifadesi, geçmişteki bir aşkın derinliğine ve zamanla kaybolan duygulara yapılan bir göndermedir. Duygular, fiziksel bir mekânın ötesinde, zihinsel bir evrende şekillenir. Bu derinlik, şarkıyı adeta bir iç yolculuk haline dönüştürür.
Dil ve Üslup:
Cohen'in dili, şiirsel ve derin bir üslup taşır. Duyguları ve düşünceleri yansıtan metaforlar, şarkıya derinlik ve anlam katarken, gerçekçilikten uzaklaşan bir soyutluk da yaratır. "Perfect porn aristocrat" gibi güçlü ifadelerle, modern dünyanın yüzeysel değerleri ve içsel boşluğu arasında derin bir çelişkiyi ortaya koyar. Bu üslup, şarkının mesajını zenginleştirir.
Temel Mesaj:
Şarkının ana mesajı, aşkın ve ilişkinin yüzeyine inmekten çok, derinliğine gitmeye yönelik bir arayış ve bu arayışta karşılaşılan hayal kırıklıklarıdır. Zamanla aşkın çürüyen tarafları, insanın kendisiyle yüzleşmesine ve nihayetinde "binlerce öpücük derinliğinde" kaybolan bir anlam arayışına dönüşür. Cohen, şarkı aracılığıyla, aşkın ve yaşamın geçici ve karmaşık doğasını kabul etmenin önemli bir tema olduğunu vurgular.

Dikkat Çeken Kelimeler Köşesi 🔍✨

"Handled me like meat"
Bu ifade, şarkıcının bir insan olarak değil, nesne gibi kullanıldığını ima eder. "Et gibi işlenmek" ifadesi, bedensel arzuların ya da çıkarların, duygusal derinliklerin önüne geçtiği bir ilişkideki nesnelleşmeyi ve duygusal soğukluğu temsil eder. Aynı zamanda bir tür objeye dönüştürülme hissini vurgular.
"My mirrored twin"
"Yansımam" olarak çevrilebilecek bu kelime, kimlik ve benlik arayışını simgeler. Şarkıcı, sevgilisinin kendisini aynada gördüğü bir kopyası gibi, fakat bu kopyalık bazen ikilik, kendilik kaybı ya da varoluşsal bir boşluk duygusu yaratabilir.
"Frozen love"
Donmuş aşk, zamanla kaybolan, solmuş ya da soğumuş duyguları anlatan bir metafordur. Buz gibi bir aşk, yoğun ama hareket etmeyen, hareketsiz ve ölümcül bir duygu durumunu ifade eder. Aynı zamanda aşkla birlikte gelen donmuş kalp ve geri dönülmez kırıklar da bu metaforla vurgulanır.
"Aristocrat, so elegant and cheap"
Bu çelişkili ifade, toplumda yüksek statüye sahip olmayı temsil eden "aristokrat" kelimesinin, aynı zamanda yüzeysel ve değersiz olarak tanımlanmasıyla, modern toplumsal maskeleri ve sahte görünümleri eleştirir. "Zarif ve ucuz" bir aristo krasi, maddi ya da toplumsal sınıfın arkasında gizlenen sahtekarlığı ortaya koyar.
"Pride of Boogie Street"
"Boogie Street" ifadesi, muhtemelen Cohen'in bohem yaşam tarzını ve özgür, geçici yaşamları tanımlamak için kullandığı bir terimdir. Boogie, dans ve özgürlükle ilişkilendirilirken, "gurur" kelimesi bu yaşam tarzının çürümüş, ancak gururlu bir yansımasını simgeler. Burada gurur, geçici zevklerin ve hayattan alınan anlık tatminlerin ardında yatan boşluğu ima eder.
"Autumn moved across your skin"
Sonbahar, genellikle değişim ve geçişin simgesi olarak kabul edilir. Burada, bir zamanlar canlı ve parlak olan bir şeyin artık solmaya başladığı, zamanla gelen değişimi temsil eder. Sonbaharın cilt üzerinden hareket etmesi, yaşlanma, kaybolan canlılık ve zorunlu olarak ilerleyen zamanı anlatan bir metafordur.
"A riddle in the book of love"
Aşkın kitabında bir bilmecedir ifadesi, aşkın çözülemez ve karmaşık doğasını simgeler. Aşk, bir bilmece gibi, bir soruyu içermekte ve çözülmesi imkansız bir sır taşımaktadır. Şarkıcı, aşkın anlaşılması güç, sürekli bir arayış ve sorgulama içinde olduğunu ifade eder.
"A thousand kisses deep"
"Binlerce öpücük derinliği" şarkının başında ve sonunda tekrar edilen bir metafordur. Bu ifade, aşkın ya da bir ilişkinin yoğunluğunu ve karmaşıklığını simgeler. Binlerce öpücük, hem geçmişin derinliğini hem de aşkın çok katmanlı ve sürekli büyüyen etkisini yansıtır.

Bu kelimeler, şarkının derin anlamını ve Cohen'in aşk, ilişkiler ve insan ruhu üzerindeki felsefi bakışını çok katmanlı bir şekilde ortaya koyar.

Derin Sözler Köşesi 💬✨

"You handled me like meat"
Bu söz, şarkıcının ilişkideki nesneleşmişliğini vurgular. "Et gibi işlenmek," kişinin fiziksel bir obje gibi görülmesi, duygusal bağların ve insan onurunun yok sayılması anlamına gelir. Bu ifade, ilişkilerdeki yüzeysel ve çıkarcı yaklaşımın güçlü bir eleştirisidir. Aynı zamanda bedenin arzular ve tutkunun ötesinde bir şey olmadığını hissettiren bir metafordur. 😔
"I loved you when you opened like a lily to the heat"
Burada, "lily" (zambak çiçeği) metaforu, saf ve narin bir aşkı temsil eder. "Sıcağa açılmak," duyguların ve ruhun gerçek sevgiye karşı savunmasız bir şekilde açılmasını ifade eder. Bu söz, sevginin içtenliği ve güzelliğini, ancak aynı zamanda duygusal riskleri de simgeler. Zambak, genellikle saflığı ve tazeliği çağrıştırırken, "sıcağa açılmak" bu saflığın korunması için bir tehlike oluşturur. 🌸🔥
"I’m just another snowman standing in the rain and sleet"
"Karadamı" ve "yağmurda ve don içinde durmak" ifadesi, bir insanın duygusal çöküşünü ve dış dünyanın zorluklarına karşı savunmasızlığını simgeler. Karadamı, ilk bakışta masum ve saf olabilir, ancak yağmur ve don, zamanla eriyecek olan bu saflığı temsil eder. Bu söz, içsel duyguların dış dünya tarafından şekillendirilmesi ve zamanla eriyip yok olma korkusunu anlatır. ❄️🌧️
"I know you had to lie to me, I know you had to cheat"
Burada, şarkıcı, ihanetin ve yalanın acısını kabul eder. "Beni kandırman gerektiğini biliyorum" diyerek, ilişkideki gerçekleri kabullenme zorunluluğunu ve karşımızdaki kişinin aslında kendi çıkarları uğruna yalana başvurduğunu vurgular. Bu söz, ilişkilerin ne kadar karmaşık ve çoğu zaman acı verici olabileceğini anlatan sert bir gerçektir. Yalan, sevginin zayıfladığı ve güvenin yok olduğu bir alanı işaret eder. 🥀
"A thousand kisses deep"
Bu tekrarlanan ifade, aşkın karmaşıklığını ve derinliğini simgeler. "Binlerce öpücük," bir ilişkinin bin bir duygusal katmanını ve yaşanan anların büyüklüğünü ifade eder. Hem güzel hem de acı veren anlar, birbirine karışarak uzun süreli bir etki bırakır. Bu söz, sevginin sadece fiziksel bir temas değil, ruhsal bir deneyim olduğunu ve her öpücüğün derin bir anlam taşıdığını anlatır. 💋🌊
"Our perfect porn aristocrat, so elegant and cheap"
Bu vurucu söz, yüzeysel, gösterişli ama içi boş bir yaşam tarzını eleştirir. "Mükemmel pornografik aristokrat," toplumun çürümüş değerlerine karşı yapılan sert bir yorumdur. "Zarif ve ucuz" ifadesi, dışarıdan mükemmel görünen ama aslında değersiz olan bir yaşamı simgeler. Bu söz, toplumsal maskelerin arkasındaki boşluğu ve insanın içsel çürümüşlüğünü ortaya koyar. 🎭💰
"The band is playing Auld Lang Syne, but the heart will not retreat"
Burada, "Auld Lang Syne" şarkısı, eski zamanların nostaljik bir simgesi olarak kullanılır. Ancak, kalp geri çekilmez, yani geçmişi geride bırakma veya unutma düşüncesi reddedilir. Şarkıcının, geçmişin ve yaşanmışlıkların izlerinden kurtulamadığı, duygusal bağların çok güçlü olduğu ve bu bağlardan ayrılmanın imkansız olduğu anlatılır. Bu söz, duygusal bir tutkuya olan bağlılığı ve geçmişin etkisini derinlemesine işler. 🎶❤️

Her bir söz, şarkının duygusal derinliğini ve karmaşık yapısını yansıtır. Leonard Cohen, aşk, ihanet ve zamanın etkisi altında insan ruhunun kırılganlığını ve karmaşıklığını ustaca ifade eder. Bu sözler, dinleyiciyi hem içsel bir yolculuğa çıkarır hem de evrensel duygusal tecrübeleri yansıtır.