Yahya Kemal BEYATLI - HAYÂL ŞEHİR Şiir Sözleri
Git bu mevsimde, gurup vakti, Cihangir'den bak!
Bir zaman kendini karşındaki rü'yâya bırak!
Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan;
Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan;
O ilâh isteyip eğlence hayalhânesine,
Çevirir camları birden peri kâşânesine.
Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka
Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka.
Mestolup içtiği altın şarabın zevkinden,
Elde bir kırmızı kâseyle ufuktan çekilen,
Nice yüz bin senedir şarkın ışık mîmarı
Böyle mâmûr eder ettikçe hayâl Üsküdar'ı.
O ilâhın bütün ilhâmı fakat ânîdir;
Bu ateşten yaratılmış yapılar fânîdir;
Kaybolur hepsi de bir anda kararmakla batı.
Az sürer gerçi fakîr Üsküdar'ın saltanatı;
Esef etmez güneşin şimdi neler yıktığına;
Serviler şehri dalar kendi iç aydınlığına,
Ezelî mağrifetin böyle bir iklîminde
Altının göz boyamaz kalpı kadar hâlisi de.
Halkının hilkati her semtini bir cennet eden
Karşı sâhilde, karanlıkta kalan her tepeden,
Gece, birçok fıkarâ evlerinin lâmbaları
En sahîh aynadan aksettiriyor Üsküdar'ı
Şiir Analizi: "Hayâl Şehir" - Yahya Kemal Beyatlı
Temalar
- Şehir ve Hayal Gücü – Şair, İstanbul’un özellikle Üsküdar’ın akşam vaktindeki görüntüsünü adeta büyülü bir hayale dönüştürerek betimler.
- Geçicilik ve Fânilik – Şair, gün batımının yarattığı büyülü atmosferin kısa süre içinde kaybolacağını vurgular.
- Doğu’nun Işıltısı ve Tarihi – Üsküdar’ın görüntüsü, Doğu’nun geçmişine, zengin mirasına ve estetiğine benzetilir.
- Zenginlik ve Fakirlik Karşıtlığı – Güneşin ışıklarıyla yaratılan ihtişamın geçici olduğu, fakat halkın kendi ışığının (evlerindeki lambalar) kalıcı olduğu anlatılır.
- Doğa ve Şehir Uyumu – Güneş, camlar, ışık, serviler ve İstanbul’un silueti iç içe geçmiş bir şekilde betimlenir.
Duygular
- Hayranlık – Şair, İstanbul’un akşam vaktindeki güzelliğine derin bir hayranlık duyuyor.
- Melankoli – Görülen güzelliklerin geçici olduğunu bilmek hüzünlü bir his uyandırıyor.
- Nostalji – Üsküdar’ın görüntüsü, geçmişin ihtişamına bir gönderme olarak sunuluyor.
- Mistik Huzur – Gecenin çökmesiyle servilerin ve fakir evlerin ışıkları, içsel bir dinginlik sağlıyor.
Anahtar Kelimeler
- Gurup (Gün Batımı) – Şiirin en önemli unsuru, çünkü ışık ve gölge oyununun yarattığı hayali şehir bu anlık doğa olayına dayanıyor.
- Hayalhâne (Hayal Evi) – Güneş, ışıklarıyla bir hayal dünyası yaratıyor.
- Peri Kâşânesi (Peri Sarayı) – Güneş ışınlarının camlarda yarattığı etkileyici görüntüye yapılan romantik bir benzetme.
- Şark (Doğu) – Üsküdar’ın Doğu’nun eski zamanlardaki görkemine benzetilmesi, şiirin Doğu-Batı estetiğini vurgulayan yönünü gösteriyor.
- Fânilik (Geçicilik) – Güneşin batmasıyla güzelliğin yok olması, hayal ve gerçek arasındaki geçişi anlatıyor.
Dikkat Çeken Sözler
- "Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan;"
Şair, bu akşam vaktinin diğerlerinden farklı olduğunu vurguluyor. - "Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka / Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka."
Güneşin ışıklarıyla Üsküdar’ın eski ihtişamlı Doğu’ya benzemesi anlatılıyor. - "Bu ateşten yaratılmış yapılar fânîdir;"
Güneşin ışıklarıyla yaratılan görüntülerin geçici olduğu ifade ediliyor. - "Gece, birçok fıkarâ evlerinin lâmbaları / En sahîh aynadan aksettiriyor Üsküdar'ı"
Şehirdeki fakir evlerin ışıklarının gerçek İstanbul’u yansıttığı anlatılıyor.
Genel Mesaj
Şair, İstanbul’un gün batımındaki büyüleyici güzelliğini bir hayal gibi betimler. Güneş ışınlarının yarattığı ihtişamın geçici olduğunu, ama halkın ışığının kalıcı olduğunu vurgular. Doğu’nun eski ihtişamına duyulan özlem ve şehir manzarasının fâniliği arasında bir denge kurar. Şiir, okuyucuya güzelliğin geçici olduğunu ancak içsel ışığın ve ruhun kalıcılığını hatırlatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Şarkıyı beğendiniz mi? Yorumlarınızı ve şarkının teması, duyguları, önemli noktalar hakkında düşüncelerinizi paylaşın. Beğendiyseniz, sanatçıya destek olmak için sosyal medyada paylaşmayı unutmayın!