Buray - Olmuşum Leyla Şarkı Sözleri
Söz / Lyrics: Emrah Karakuyu
Beste / Music: Emrah Karakuyu, Tanerman
Sen güneşin doğuşu gibi, bekledim sabaha kadar
Sen ilacı her çilenin, gel sormadan
Yandım bir bakışla bu nasıl endam
Aldı aklımı o gözlerin derya
Ah ben hasretinden olmuşum leyla
Bu ne davet, durdu kalbim, böyle mi sevda
Al beni al, yüreğine sar, dönsün devran
Belki yalan belki masal, hiç aldırmam
Yaz satır satır al şu kaderimi eline, döndüm deliye
Ben kapılmadım kimseye böylesine, oldun hediye
Yok ki bir tarifi
Sanki uzunca bir tatil
Aşk böyle gel tabi yarim
Ver elini, pek de bir narin
"Buray - Olmuşum Leyla" şarkısı, aşkın ve özlem duygusunun yoğun olarak işlendiği bir parçadır. Şarkının başlangıcı hüzünlü bir tonla başlar; şarkıda yer alan "Sen güneşin doğuşu gibi, bekledim sabaha kadar" dizesi, sabahın doğuşuyla özdeşleştirilerek bekleyişin uzunluğu vurgulanır.
Şarkının gelişimi, aşkın etkileri üzerine kuruludur. Şarkıda sevgilinin etkisine düşmek ve onun gözlerinin büyüleyici etkisi anlatılır. "Yandım bir bakışla bu nasıl endam, Aldı aklımı o gözlerin derya" dizeleri, sevgilinin bakışlarının etkisiyle aklın ve duyguların sarsıldığını ifade eder.
Şarkının sonucu, aşkın getirdiği içsel değişim ve dönüşümü yansıtır. "Al beni al, yüreğine sar, dönsün devran" dizesi, aşkın kabul edilmesi ve içselleştirilmesi gerektiğini anlatır. Şarkının sonlarına doğru "Ver elini, pek de bir narin" dizesiyle aşkın hassaslığı ve kırılganlığı vurgulanır.
Ana tema olarak şarkı, aşkın yarattığı yoğun duygusal etkileri ve bu etkilerin bireyin içsel dünyasında yarattığı dönüşümleri ele alır. Şarkıda geçen "olmuşum leyla" ifadesi, aşkın etkisiyle kişinin adeta yeni bir kimlik kazandığını ve değiştiğini ifade eder.
Şarkıda yer alan imgeler ve metaforlar genellikle aşkın büyüleyici ve etkileyici yönlerini yansıtır. Örneğin "güneşin doğuşu gibi" ve "aklımı o gözlerin derya" gibi ifadeler, sevgilinin etkisinin doğanın güzellikleriyle kıyaslanarak anlatılmasını sağlar.
Genel mesaj olarak şarkı, aşkın insanı nasıl değiştirebileceğini, duygusal dönüşümleri ve içsel çatışmaları anlatırken, aynı zamanda aşkın gücünü ve büyüleyiciliğini de vurgular.